Yeme Bozuklukları
Beslenme ve yeme bozuklukları, fiziksel sağlık veya psikososyal işleyişi bozan, yeme veya yemeyle ilgili davranışta kalıcı bir bozulmaya neden olan psikiyatrik hastalıklardır. Yeme bozuklukları tedavisi birbirlerinden farklı tedavi yöntemleri gerektirir. Tedavisi psikiyatrist, psikolog, diyetisyen ve eşlik eden sağlık problemlerinin gerektiği tıbbi branşlarla birlikte gerçekleştirilir.
Anoreksiya Nervoza
Kadınlarda daha sık görülen bu sendrom genellikle ergenlik ve erken yetişkinlik döneminde başlar.
Anoreksiya Nevrozanın Belirtileri
- Aşırı kalori kısıtlaması
- Aşırı kilo alma korkusu
- Bozulmuş beden algısı, kilo sorunu olmasa bile kilo kendini kilolu hissetme
- Depresyon, anksiyete, konstantrasyon bozukluğu, uykusuzluk
Anoreksiya Nevrozanın Fiziksel Belirtileri ve Etkileri
- Aşırı kilo kaybı
- Kabızlık
- Kansızlık
- Yorgunluk, sinir, asabiyet
- Saç dökülmesi
- Adet görmeme sorunu
- Soğuğa karşı hassasiyet
- Cilt sorunları
- Kemik ve diş sağlığında bozulma
- Tansiyon ve kalp ritim problemleri
- Tırnak kırılması
- Gastroparezi (mide felci)
- Cinsiyet hormonlarında azalma
- Vitamin-mineral eksikliklerine bağlı sinir hasarı, beyinde atrofi (küçülme)
- Gebe Hastalarda doğum öncesi ve sonrası sorunlar
Anoreksiya Nevrozaya Neden Olan Etmenler
- Çevre-Kültür-Medya: Medyanın zayıf vücut tiplerini ön plana çıkararak toplumun vücut algısını etkilemesi bu sendroma yatkın kişileri olumsuz etkilemektedir. Akran baskısı, ailevi sorunlar, arkadaş ortamında görülen eleştiriler ve zorbalık bu sendromu tetikleyebilir.
- Genetik-Biyolojik Faktörler: Kadınlarda anoreksiya nevroza daha sık görülür. Çocukluk döneminde obez olan kişilerde, birinci derece akrabalarda yeme bozukluğu olanlarda görülme sıklığı daha fazladır. Çevresel faktörlerin yanında biyolojik faktörler de rol oynar. Anoreksiya nervoza hastalarında beyin fonksiyonları ve yapılarında değişme görülebilir. Nörotransmitter eksiklikleri (seratonin-dopamin) ve korku, iştah, alışkanlıklarda rol oynayan nörolojik sistemlerde bozulma görülebilir. Hastalığa majör depresif bozukluk ve yaygın anksiyete bozukluğu gibi psikiyatrik bozukluklar da eşlik edebilir.
- Yaşanan Travmalar: Kişi yaşadığı sıkıntı, stres ve travmalarla baş etme yöntemi olarak anoreksiya geliştirebilir. Fiziksel ve cinsel istismar kişinin yeme bozukluğu geliştirmesine neden olabilmektedir.
- Psikolojik-Duygusal Yatkınlık: Kişide öz güven ve saygı eksikliği olması, duygusal olarak zayıf yapıya sahip olması bu sendrom için riski arttırabilir.
- Meslekler: Modellik, oyunculuk, bale gibi gibi kilonun önemli olduğu mesleklerle bazı spor alanlarında anoreksiya nevroza sendromu yaygındır.
Anoreksiya Nevroza Tedavisi
Anoreksiya nervoza tedavisi beslenme rehabilitasyonu ve psikoterapiye odaklıdır. Tedavi hastanın durumuna göre hastane yatışlı, yarı zamanlı hastane yatışlı veya ayakta tedavi olarak yapılır.
Anoreksiya Nevrozada Beslenme Tedavisi
Diyet tedavisi planı hastanın hastalık geçmişine, kilosuna, hastalığının hikayesine, semptomlarına ve hastanın işbirliğine göre planlanır.
Anoreksiya hastaları kilo aldıracağını düşündüğü için onlara önerilen normal sağlıklı beslenme programlarını uygulamazlar ve diyetisyenin onlara kilo aldırmaya çalışacağını düşünür. Bu sebeple beslenme tedavisi yaklaşımı hastaya özgü olmalıdır. Burada hastalığın hangi seviyede olduğu çok önemlidir. Bu hastalığın başlangıcında ya da hafif seyrinde hasta kilo verme amacıyla diyetisyene başvurabilir ya da farklı bir amaçla diyetisyene başvurunca kişinin anoreksiya nevroza yemek bozukluğu riski olduğu diyetisyen tarafından görülebilir. Hastaya psikiyatri ve diğer sağlık branşlarına da başvurması söylense de anoreksiya nevrozalı bireyi bu yeme bozukluğunun tedavisine ikna etmek zordur. Hasta sürekli olarak kilo vermek istediğini söyler ve sürekli kilo alma korkusunu belirtir.
Kişinin kilosunun çok düştüğü ileri derece anoreksiya nevroza hastalarında, hastanede yarı veya tam zamanlı tedavi olmaları gerekir. Bu tedavi sürecinde de diyetisyen danışmanlığı alması hastaya fayda sağlayacaktır.
Anoreksiya nevroza tedavisi sürecinde, uzun süreli açlık sonucunda hastanın tekrar beslenmeye başlaması “yeniden besleneme (refeeding) sendromu”na neden olabilir. Bu sendrom düşük fosfor ve potasyum seviyelerine sebep olur. Hastada elektrolit seviyeleri dikkatle takip edilmeli ve diyet içeri doğru miktarda elektrolit içermelidir. Hastanın beslenme programları, var olan ve oluşabilecek sağlık komplikasyonları dikkate alınarak planlanır ve hastanın iyileşme sürecinin ilerleyişine göre düzenlenir.
Bulimia Nervoza
Bulimia nervoza, ciddi, yaşamı tehdit etme potansiyeli olan bir yeme bozukluğudur. Bulimia hastaları bir anda aşırı yemek yer. Bu abartılı yeme atakları sonrasında genellikle suçlu hissedererek aldıkları yiyeceklerin kalorilerinden kusma, müshil alma gibi sağlıksız yöntemlerle kurtulmaya çalışırlar. Bulimia hastaları kilo ve görünüşlerine çok odaklanırlar ve kendilerini sert bir şekilde eleştirirler.
Bulimia, beynin çalışmasını ve karar mekanizmasının etkileyen karmaşık bir hastalıktır. Bu sebeple bu yeme bozukluğunun bir tercih olmadığı unutulmamalıdır. Doğru bir tedavi ile ciddi komplikasyonların tedavisi ve önlenmesi sağlanabilir.
Bulimia Nevroza Kimlerde, Ne Sıklıkla Görülür?
Bulimia hastaları genellikle normal kilodadırlar. Bu yeme bozukluğu kilolu kişilerde oluşabilse de çok sık görülmez. Genç kızlarda bulimia nervozanın yaygınlığı %1-1,5’tir. Bulimia nervoza genellikle ergenlik döneminde veya genç erişkinlikte başlar. Ergenlikten önce veya 40 yaşından sonra başlaması nadir görülür.
Bulimia nervoza kadınlarda, erkeklere göre çok daha yaygındır ve kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin yaklaşık 10 katıdır.
Bulimia Nevrozayı Tetikleyici Faktörler
Kilo endişeleri, düşük öz saygı, depresif semptomlar, sosyal anksiyete bozukluğu ve çocukluk çağı anksiyete bozukluğu, bulimia nervoza gelişimi riskini arttırıcı faktörlerdir.
Kişiye zayıf bir vücut idealinin dayatılıp özümsetilmesi, kilo endişesi geliştirme ve bunun sonucunda da bulimia nervoza geliştirme riskini arttırabilir. Çocuklukta cinsel veya fiziksel istismara uğramış bireylerde bulimia nervoza gelişmesi riski daha yüksektir.
Çocukluk çağı obezitesi ve erken ergenliğe girme bulimia nervoza riskini artırır. Bulimia nervozanın ailesel aktarımı mevcut olabilir ve bozukluğa karşı genetik yatkınlıklar da olabilir.
Bulimia Nevroza Belirtileri
- Tekrarlayan tıkınırcasına, abartılı yeme atakları. Belirli bir zaman aralığında (2 saat gibi), çoğu kişinin yemeyeceği besini yemek. Yeme atakları sırasında yemeyi durduramama; ne yediğini, ne kadar yediğini kontrol edememe hissi
- Kilo alımını önlemek için tekrarlayan, uygunsuz telafi edici davranışlar. Örneğin: kendini kusturma; müshil, diüretik veya diğer ilaçları kullanma; uzun süre yemek yememe; aşırı egzersiz yapma
- Aşırı yeme ve uygunsuz telafi edici davranışların haftada en az bir kez 3 ay boyunca ortaya devam etmesi
- Vücut şekli ve kilosunun kişinin öz değerlendirmesini önemli ölçüde etkilemesi
Bulimia Nevrozanın Sebep Olduğu Sağlık Sorunları
- Kadınlarda adet düzensizliği veya adet görmeme
- Kusma, diüretik-laksatif kullanma davranışından kaynaklanan sıvı ve elektrolit bozuklukları
- Nadir vakalarda: yemek borusu yırtıkları, mide yırtılması ve kalp aritmileri
- Kusmaya yarayan şurupların kullanımına bağlı kardiyak ve iskelet miyopatileri
- Sürekli müshil kullanımına bağlı olarak, bağırsak hareketlerini uyarmak için bu ilaçların kullanımına bağımlı hale gelinmesi
- Genel sindirim sistemi problemleri, bazı vakalarda rektal prolapsus
Bulimia Nevroza Tedavisi
Bulimia nevroza tedavisinin birincil amacı aşırı yeme ve kusma davranışının sonlandırılmasıdır. Tedavide ilaç tedavisi, davranışsal terapi seçenekleri kullanılır. Tedavi sürecine psikiyatri, psikolog, var olan tıbbi durumlara göre gerekli tıbbi branşlar katılır.
Bulimia Nevrozada Beslenme Tedavisi
Bulimia nevrozada ilaç tedavisine ek olarak diyetisyen danışmanlığı alınması faydalı olacaktır.
Beslenme tedavisi hastanın işbirliğine, yeme bozukluğunun seviyesine, yeme ataklarının karakteri göz önüne alınarak belirlenir. Hastada yeme bozukluğun yarattığı sağlık sorunlarının çözümüne yönelik ve yeme ataklarının düzelmesine yardımcı olacak beslenme stratejileri belirlenir.
Hastada elektrolit bozukluğu, metabolik alkaloz, dehidratasyon, lif alım eksikliği, kabızlık gibi muhtemel komplikasyonları değerlendirilerek hastaya özel bir beslenme planı oluşturulmalı ve takip edilmelidir.
Tıkınırcasına Yeme Sendromu (Binge Eating Disorder)
Tıkınırcasına yeme bozukluğunda hızlı, abartılı, kontrolü kaybedercesine yemek yeme görülür ve bu ataklar tekrarlar. Bu yemek ataklarında belirli bir süre (2 saat ve daha az) içinde normalde bir kişinin yemeyeceği miktarda besin alınır. Ataklardan sonra kişide utanma pişmanlık gibi duygular görülebilir.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Belirtileri
- Tekrarlayan abartılı, hızlı; kontrol kaybının olduğu yemek atakları. 2 saat veya daha kısalık bir sürede çoğu bireyin tüketmeyeceği kadar besin almak. Bu ataklar sırasında kontrol kaybı, neyi ve ne kadar yediğini kontrol edememe.
- Bu yeme ataklarında besin tüketimi normalden hızlıdır, aşırı doyup fiziksel rahatsızlık hissedene kadar yeme, aç olunmasa bile büyük miktarda yemek yenilmesi, bu abartılı yemeden utanç duyulması sebebiyle yemeği tek başına yeme, yeme atağı sonrası suçlu, depresif hissetme.
- Kişi bu durumdan mutsuz ve rahatsız olur.
- Bu yeme atakları belirli bir süre devam eder (haftada en az 1 kere 3 ay boyunca)
- Bu yeme bozukluğundan bahsedebilmek için bu yeme davranışındaki bozulma besin eksikliği veya kültürel-dini bir ritüel kaynaklı olmamalıdır. Bu hastalıkta kişinin vücut ağırlığı veya şeklindeki algısında bozulma yoktur. Anoreksiya nervoza veya bulimia nervoza ile karıştırılmamalıdır. Bu davranışın sebebi mevcut başka bir hastalık kaynaklı olmamalıdır.
- Kişi bu yeme atakları sonunca uygunsuz telafi edici davranışlarda bulunmaz.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Kimlerde Görülür?
Tıkınırcasına yeme bozukluğu hem normal kilolu veya hem de obez bireylerde görülebilir. Kilolu bireylerde bu sendroma sahip olanlar, bu sendromu yaşamayan kilolu bireylerden daha fazla sağlık fonksiyonu kaybına, daha düşük hayat kalitesine ve daha fazla psikiyatrik hastalık geliştirme riskine sahiptir.
Cinsiyetler arasında görülme farkı bulimia nevrozadaki kadar değişken değildir.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu tipik olarak ergenlik veya genç yetişkinlikte başlar ancak daha sonraki yaşlarda da başlayabilir.
Bu yeme bozukluğu gelişmesinde genetik etkilidir. Aile bireylerinde aynı yeme bozukluğu görülebilir.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Tedavisi
Tıkınırcasına yeme sendromu tedavisinin temeli psikoterapidir. Tedavi sürecinde psikoterapi yöntemlerinden “Bilişsel Davranışçı Terapi”, “Kişilerarası İlişkiler Psikoterapisi” “Diyalektik Davranışçı Terapi” gibi psikoterapi yöntemleri kullanılır.
Hastalığın tedavisinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu veya antidepresan ilaçları kullanılabilmektedir.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Beslenme Tedavisi
Tıkınırcasına yeme bozukluğu tedavisinde beslenme tedavisi tek başına uygulanmamalı, psikoterapi ile birlikte uygulanmalıdır.
Bu yeme bozukluğunda yüksek miktarda kalori, karbonhidrat, yağ ve şeker alınsa bile da vitamin ve mineral alımında eksiklikler olup malnütrisyon görülebilmektedir.
Hastalarda planlı bir beslenme programının oluşturulması ve eksik besin öğesi alımının engellenmesi yeme ataklarını hafifletip tedavi sürecini kolaylaştırabilmektedir.
Beslenme tedavisinde kilo vermek ana amaç değildir ancak beslenme programının kilo verdirme etkisi de olmaktadır.
Kaçıngan/Kısıtlayıcı Besin Alımı Bozukluğu
Kaçıngan/Kısıtlayıcı Besin Alımı Bozukluğunun temel özelliği besin alımından kaçınma veya kısıtlamadır. Enerji ve besin alımında eksiklik görülür. Kilo kaybı, besin takviyeleri kullanma veya nazogastrik tüple beslenme zorunluluğu görülebilir. Eksik beslenmeye bağlı hipotermi, bradikardi, anemi gibi semptomlar görülebilir. Bu hastalık kişinin başkaları ile yemek yiyememesi sebebiyle sosyal hayatı da etkiler.
Bebeklerde çok uykulu, sıkıntılı veya huysuz olma belirtileri ile ortaya çıkabilir. Bebekler ve küçük çocuklar onlara yemek yedirmeye çalışanlarla etkileşime giremeyebilir veya açlıklarını umursamayıp başka aktivitelerle ilgilenmeyi tercih edebilirler. Çocuklarda kaçıngan/kısıtlayıcı besin alımı bozukluğunda büyüme gelişme olumsuz etkilenebilir.
Yemek yemeden kaçınma her zaman bu yeme bozukluğundan kaynaklı olmaz. Örneğin bir çocuğun bakıcısıyla bağ kuramadığı için yemek yemeyi reddetmesi çocuğun bu sendroma sahip olduğu anlamına gelmez.
Kaçıngan/Kısıtlayıcı Besin Alımı Kimlerde Görülür?
Kaçınmacı/kısıtlayıcı gıda alımı bozukluğu bebeklik ve çocukluk döneminde görüldüğü gibi yetişkinlerde de görülebilir. Bebeklik ve erken çocukluk döneminde erkeklerde ve kızlarda eşit derecede yaygındır. Kaygı bozuklukları, otizm spektrum bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk ve dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu bozukluğunun riskini artırabilir.
Çevresel risk faktörleri arasında ailevi anksiyete yer alır. Anneni yeme bozukluğu olması çocuklarında daha yüksek oranda beslenme bozukluğu görülme riskini arttırabilir.
Kaçıngan/Kısıtlayıcı Besin Alımı Bozukluğu Belirtileri
- Bu yeme bozukluğundan bahsedebilmek için bu yeme davranışındaki bozulma besin eksikliği veya kültürel-dini (oruç vs) bir ritüel kaynaklı olmamalıdır. Bu hastalıkta kişinin vücut ağırlığı veya şeklindeki algısında bozulma yoktur. Anoreksiya nervoza veya bulimia nervoza ile karıştırılmamalıdır. Bu davranışın sebebi mevcut başka bir hastalık kaynaklı olmamalıdır.
- Yeme davranışında bozulma, yemeye ve besin alınımına yönelik ilgi kaybı, yiyeceğin duyusal özelliklerinden kaçınma; yemenin olumsuz sonuçları hakkında aşırı endişe, gerekli besin ve enerji alamama, belirgin kilo kaybı, besin takviyelerine bağımlılık, psikososyal işlevde bozulma görülür.
Ruminasyon (Geviş Getirme) Bozukluğu
Ruminasyon bozukluğunun temel özelliği, en az 1 aylık bir süre boyunca besin tüketiminden sonra meydana gelen, besinleri mideden ağza geri çıkarmadır (regürgitasyon). Kısmen sindirilmiş olabilen besin, belirgin bir mide bulantısı, istemsiz öğürme veya iğrenme olmadan ağza getirilir. Bu hastalıkta yiyeceğin tekrar çiğnenip ağızdan dışarı atılması veya tekrar yutulması görülür. Ruminasyon bozukluğunda geri çıkarma sık görülür ve bu yeme bozukluğundan bahsedebilmek için haftada en az birkaç kez, genellikle günlük olarak meydana gelmelidir ve gastrointestinal bir tıbbi durumla (örn. gastroözofageal reflü, pilor stenozu) kaynaklı olmamalıdır.
Ruminasyon Bozukluğu Belirtileri
- En az 1 aylık bir süre boyunca tekrarlayan besinlerin ağza gelmesi. Bu besinleri tekrar çiğneme, tekrar yutma veya tükürme.
- Tekrarlayan bu durum, bir gastrointestinal veya başka bir tıbbi durum (örn. gastroözofageal reflü, pilor stenozu) kaynaklı olmamalı.
- Anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza gibi yeme bozukluğu olanlarda yediklerini çiğneyip tükürme ya da kusma davranışları sergileyebilir. Bu durum ruminasyon sendromuyla karıştırılmamalıdır.
Ruminasyon bozukluğu olan bebekler, başlarını arkaya yaslayarak sırtlarını kamburlaştırma, dilleriyle emme hareketleri yapma gibi karakteristik bir pozisyon sergilerler. Bu yaptıklarından da tatmin oldukları izlenimini verebilirler. Regürjitasyon atakları arasında sinirli ve aç olabilirler. Kilo kaybı ve beklenen kilo alımının olmaması ruminasyon bozukluğu olan bebeklerde yaygındır. Bebeğin iyi iştahına ve nispeten büyük miktarda yiyecek yutmasına rağmen yetersiz beslenme meydana gelebilir. Özellikle ağır vakalarda, her beslenmenin ardından regürjitasyon meydana gelir ve yiyeceğin dışarı atılması yetersiz beslenmeye sebep olur.
Ergenler ve yetişkinler, regürjitasyon davranışını elleriyle ağızlarını kapatarak veya öksürerek gizlemeye çalışabilirler. Bazıları, davranışın sosyal hayatını etkilememesi için başkalarıyla yemek yemekten kaçınır. Bu davranış, iş veya okul gibi sosyal ortamlara girmeden önce yemek yemekten kaçınmaya kadar ilerleyebilir. Hasta birey okul veya iş öncesi öğün yapmayabilir. Ruminasyon bozukluğu sağlıksız kilo kaybı, yetersiz beslenme, çocuklarda büyüme gelişme eksikliğine sebep olabilir.
Gece Yeme Sendromu
Gece yeme sendromunda akşam yemeğinden sonra fazla besin alımı ve/veya gece uyanıp yemek yeme davranışları görülür. Kişi yemek yediğinin farkındadır.
Gece yeme sendromundan bahsedebilmek için bu gece yeme davranışının iş, sosyal hayat veya bir ilacın yan etkisi sebebiyle meydana gelmemesi gerekir. Örneğin gece vardiyasında çalışan bir kişinin gece yemek yemesi veya geç saatlerde sosyal aktiviteler sebebiyle besin alımı gece yeme sendromu ile alakalı değildir.
Gece yeme sendromunda kişi yemek yediğini hatırlar. Bazı kişilerde sabah iştahsızlığı görülür.
Gece Yeme Sendromu Tedavisi
Gece yeme sendromu tedavisi hakkındaki çalışmalar sınırlıdır ancak uygulanan bazı tedavi yöntemleri vardır.
Gece yeme sendromu tedavisinde “İlaç Tedavisi (belirli SSRI grubu antidepresan türleri)”, “Psikoterapi” uygulanabilmektedir. Ayrıca “Fitoterapi”, “Işık Tedavisi”, “Progresif Kas Gevşetme Tekniği” de hastalara fayda sağlayabilir.
Gece Yeme Sendromunda Beslenme
Gece yeme sendromun olan bireylerde, kişiye özgü planlanan bir beslenme programının uygulanması tedavi sürecinde olumlu etki yaratabilmektedir. Gece yeme davranışı kronik hastalıklarla ilişkilidir. Hastada var olan ya da oluşma riski olan diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları gibi hastalıklar için bir beslenme programı uygulanmalı ve takip edilmelidir.
Pika
Pika , en az 1 aylık bir süre boyunca bir veya daha fazla türde yiyecek olmayan, besleyiciliği olmayan maddenin sürekli olarak yenmesidir. Yenilen tipik maddeler yaşa ve bulunabilirliğe göre değişir. Bunlara toprak, kağıt, sabun, bez-kumaş, saç, ip, yün, tebeşir, pudra, boya, sakız, metal parçalar, çakıl taşları, kömür, kül, kil veya buz örnek verilebilir.
Besleyici olmayan, yiyecek olmayan maddelerin tüketilmesi kişinin gelişim seviyesine uygunsuz olmalıdır. Örneğin 2 yaş altı bebeklerin yabancı maddeleri yutması pika göstergesi değildir. Bu yabancı besin alımı kültürel bir ritüelin bir parçası olursa da pikadan söz edilemez. Mesela bazı kültürlerde toprak yeme ritüeli vardır.
Besleyici olmayan, yiyecek olmayan maddelerin tüketilmesi diğer zihinsel bozuklukların (örneğin, zihinsel gelişim bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu, şizofreni) ilişkili bir özelliği olabilir. Bu yeme bozukluğu davranışı başka bir zihinsel bozukluk sebebiyle ortaya çıkarsa, pika yeme bozukluğu tanısı eğer besin olmayan madde yeme davranışı çok şiddetliyse konulur.
Pika’nın başlangıcı çocukluk, ergenlik veya yetişkinlikte ortaya çıkabilir ancak çocukluk başlangıcı daha sık görülür. Pika, normal gelişim gösteren çocuklarda da ortaya çıkabilirken, yetişkinlerde zihinsel engellilik veya diğer zihinsel bozukluklar sonucunda ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. İhmal, denetim eksikliği ve gelişimsel gecikme bu durumun riskini artırabilir.
Besleyici olmayan, yiyecek olmayan maddelerin tüketilmesi hamilelikte de görülebilir. Belirli istekler-aşermeler (tebeşir veya buz gibi) görülebilir. Hamilelikte pika tanısı, yalnızca bu tür isteklerin, bu maddelerin tüketilmesinin potansiyel tıbbi riskler oluşturacak ölçüde besleyici olmayan, yiyecek olmayan maddelerin tüketilmesi durumunda konulur.
Hastalığın seyri uzun olabilir ve tıbbi acil durumlara (örneğin bağırsak tıkanıklığı, akut kilo kaybı, zehirlenme) yol açabilir. Hastalık, yutulan maddelere bağlı olarak potansiyel olarak ölümcül olabilir.
Bilgi almak veya randevu oluşturmak için iletişime geçin